Bu dönemler
de biraz yoğun idim. Ne yazacağım konusunda düşündüm, taşındım ve karara
varabildim. İletişim konusunda karar kıldım. Hani şey derler; ’iletişim
hayattır.’ Hayatın tam olarak göbeğidir. Olması da gereklidir. İnsan uzun süre
yemeden, içmeden yaşayamaz ya (survivor hariç 😉 ) iletişimsiz
de yaşayamaz, yaşamayacaktır. (Yani payı kendimden biçtim. Yemeğe düşkün olan
biri olarak 😄 ) Okulda, evde, işte, sokakta her yerde
iletişim mevcuttur. Aslında benim anlatmak istediğim, klavyem döndüğünce
‘kurumsal hayatda ki iletişim’ serüveninden bahsedeceğim. He kurumsal derken,
staj dönemlerimde iletişim kanallarımı daha net nasıl kullanmaya çalıştım.Belki
benim için doğru sizin için yanlış olabilir ama doğru yönetmeye elverdiğimce
yaptım. Gelgelelim ki iletişim süreci nasıl işlemeye başladı. Benim için bir
günaydın ile başlayan bir yolculuktu kurumsal hayat da ki iletişim. Belki sizin
için küçük ama benim için bambaşkaydı. O havayı içine çekmek nasıl güzel
anlatamam şu an anlatırken dahi gözlerim yeşerdi 😌 bir
stajyere verilmesi gerek malzemelerden daha fazlasına sahip olduğumu
düşünüyorum. Masam, sandalyem, bilgisayarım, kalemliğim, ajandam, kalemlerim ve
dahası bana göre bunlar benim için bulunmaz nimet idi. Hala da öyle, böyle size
imkân sağlayan kurum/kuruluş varsa bence hiç düşünmeden gidin derim. O
havayı hissetmek bile insana bir şeyler katıyor. Sanırım yazımda iletişimden daha
çok şey yazdım. Aslına bakarsanız şu an dahi iletişim kuruyoruz. Belki sen bu
yazıyı okurken beni tanımıyorsun ama bu yazı hakkında benim ile ilgili kafanda
bir şeyler belirmiş olabilir. Tabi o beliren şeyler güzel olsun
lütfen! Günaydın,
serüveninden geçtikten sonra işletme hakkında belirli dosyalar incelemeye
başladım. Şu an hatırlıyorum da o ilk gün yaptığım tek şey dosya incelemek,
kurumun web sayfasını detaylı incelemek idi. İlk hafta benim için
ciddi anlamda çok zor geçmişti. İletişim kuramamak, kurumsal da iletişim nasıl
kurmam gerektiğince uzun uzun düşünmüştüm. Aslında bunu bana söyleten sorduğum
sorulara cevap alamamaktı. . İletişim kurmaya çalıştığım insanlardan alamadığım
cevaplar biriktikçe soru sormaktan çekinmeye başladım. Tabi siz yapmayın ama
lise yıllarımda Mustafa Aydın isimli bir hocam vardı.(kulakları çınlasın 😍)
Bir kişiye iki veya üç kez soru sorulduğunda cevap alamıyorsan o kişiye soru
sorma sözü gelmiş idi. Bir hafta geçtikten sonra geri bildirim almak istedim.
Şu an iyi ki diyorum, bana o geri bildirim renk kattı, heyecanlandırdı. Diğer
günler, haftalar daha iyi olmaya başladım Yaptığım işten haz alabilmek için
iletişim hattının iyi olması kesinlikle şart idi. Ben pes etmedim, iletişim
kurmaya çalıştım, gelen adaylar ile iletişim kurmaya yöneldim. Bana çok şey
kattı onun meyvesini hala alıyorum. Zamana baktığımda ciddi anlamda
kendimde gelişim gördüm, görüyorum. İlk zamanlar dışarıdan aramaları veya
dışarıyı aramam gerektiğinde ben yapmaya çalışıyordum. Beni görmelisiniz ne
diyeceğim, ne konuşacağım sanki ben konuşurken, insanlar bana bakıyor gibi
geliyordu ve bu benim konuşmamda sorun yaşatıyordu. İlk zamanlar böyle idi.
Artık telefonda daha iyi bir süreç yönetebiliyorum. ‘iletişime kapalı olan
kurumlar kirli bir akvaryum gibidirler.’ Geri bildirim mutlaka almaya çalışın
ve geri bildirim vermeye çalışın ki insanlar daha mutlu ve daha huzurlu olsun,
olalım.
Sevgiler,
Selçuk GÜL
Yorumlar
Yorum Gönder