Herkese Merhaba,
Sevgili Blogger Artemiz GÜLER ile X ve Y kuşağının aklına takılan sorulara bir cevap bulmak için yapmış olduğumuz röportaj çalışmasını sizinle paylaşıyorum. Kendisine buradan teşekkür ederim.
Paylaşmış olduğum yazının amacı benim gibi İnsan Kaynakları profesyoneli olmak isteyen gençlerin hangi adımlarla iş dünyasına hazırlanmalarını ve profesyonellerin bizden beklentilerini kısmen ortaya koyabilmektir. Umarım hepimiz için faydalı bir çalışma olmuştur.
Kıymetli zamanınızı ayırdığınız için şimdiden size teşekkür ediyor, sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Kısaca sizi
tanıyabilir miyiz ?
Artemiz
Güler. Öğretmen çocuğuyum. Mare ve Sole adında 2 prensesin babasıyım. 1996’dan
bu yana İnsan Kaynakları alanında çalışıyorum.
2018
Mayıs itibariyle, bağımsız olarak danışmanlık ve eğitim hizmetleri vermeye
başladım. Aynı zamanda blog yazıyorum. Mentorluk de yapıyorum. Üniversitelerde
40’a yakın konuşma yaptım, paylaşmayı seviyorum.
Şu an
özellikle Çalışan Bağlılığı odaklı Engage & Grow Kolaylaştırıcısı olarak
çalışmalarıma devam ediyorum.
Eğitiminiz ve
kariyer hayatınız ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Öğrenimim;
İzmir Fen Lisesi, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği’nden
lisans ve yüksek lisans.
Neden insan
kaynakları alanında kariyer yapmak istediniz?
Endüstri
Mühendisliği eğitimimin son yılında, danışman hocamın da danışmanlık yaptığı
projelerde görev alırken, İnsan Kaynaklarının bana uygun olabileceğini
düşündüm. Güçlü analitik yönümü kullanabileceğim ve içinde en çok “insan” olan
alan olarak, İnsan Kaynakları alanında çalışmayı seçtim. Hala pişman değilim 😊
İnsan kaynakları
alanında çalışmak isteyen ve kariyerini bu alanda sürdürmek isteyen gençlere ne
gibi tavsiyelerde bulunmak istersiniz?
İK’nın
lisans eğitimi son yıllarda var. Şimdi ve geçmişte, farklı disiplinlerden
herkes İK’da çalışabiliyor. Bu hem iyi hem de kötü. Gerçekten yapabilecek
herkesin yapması iyi, yapmaması gerekenlerin de yapabileceğini düşünmesi
açısından da kötü.
İnsan kaynakları hakkında ne
düşünüyorsunuz?
Türkiye’de kör topal giden bir İK var.
Zirvelerdeki İK ile geneldeki gerçek İK çok farklı. Özellikle tepe yönetimde
bulunan kötü İK algısının değişmesi gerekiyor. Ne yazık ki, İK’cılar olarak
bunda bizim de payımız var. Buna rağmen, tepe yönetimler modern İK için
ellerini taşın altına koymak zorundalar.
İnsan kaynakları profesyoneli olmak isteyen
bir kişide olmazsa olmaz ne olabilir?
İletişimim
iyi diye İK’nın seçilmemesi gerekiyor, örneğin. İnsanı anlamak ve onlar için
iyi bir şeyler yapmak, içsel motivatörleri olmalı.
Analitik
olmak gittikçe artan bir yetkinlik İK’da.
Kurum,
yapı ve kişiler de olumlu değişim yaratmak olmalı. Bu değişim, tamamen
kurumlara özgü olduğu için önce iyi analiz ederek başlamalı.
Dijitalleşmeye giden insan kaynakları
hakkında düşünceleriniz nelerdir?
Olmazsa olmaz dijital. Türkiye için
erken denilebilecek bir dönemde, chat-botları İK’da kullanmakla ilgili çalışan
birisi olarak, bu dönüşümün mutlaka gerçekleşeceğini öngörüyorum. Robotlar geliyor,
işsiz kalacağızı düşünmek yerine, bu robotları tasarlayan/programlayan arasında
olmamız lazım.
Mülakat size göre
nedir?
Görüşme
yoluyla, karşımızdaki adayın kuruma uygunluğunu anlama süreci.
Mülakata gelmeden
aday mülakat sürecine nasıl hazırlanmalı?
Kurum,
yöneticileri, ürün/hizmetleri, vizyon/misyon/değerleri incelemeli. Gündemde
olan sorunlarıyla ilgili görüşü olmalı.
Mülakata başlamadan
adayda ilk izleniminiz nedir?
İletişimin
başlangıcı ve devamı önemli. Merhaba deme şekli, gülümsüyor mu gergin mi ilk
aşamada bunlara dikkat ederim. Ama her şey ilk izlenim değil. Bunu hatalarımla
gördüm.
Mülakat esnasındaki
sürecinizi nasıl ilerletiyorsunuz?
Genel bir
sıralama söyleyeceksem; kişiyi tanıma, kurumu/pozisyonu anlatma ve süreç
hakkında bilgilendirme diyebilirim. Ama her görüşme, kendine özel bir durum ve
esnemek bir beceri.
Mülakatta adaylara
kaynak olarak mı? Değer olarak mı? Bakıyorsunuz?
Görüşme
yaptığım kurumun gözüyle bakıyorum J
Mülakat esnasında
aşırı heyecanlanan adayı rahatlamak için herhangi bir yönteminiz veya
tavsiyeniz var mıdır?
İlk başta
rahatlamak için ortak bir nokta varsa oradan girebilirim. Kendi kötü görüşme
anılarımı anlatabilirim.
Yaptığınız mülakatlarda
en doğru adaya nasıl ulaşıyorsunuz?
Bunun tek
bir yolu, yönetimi yok bence. Kurum, pozisyon, bağlı olduğu yönetici ve kültür
gibi çok değişken var.
İşe alımda nasıl
bir envanter izliyorsunuz?
Geçerlilik
e güvenilirlik gibi bilimsel alt yapı şartlarını sağlayan ve Türk kültürüne
uyumu sağlanmış envanterler, araç olarak kullanılabilir. Diğerleri benim
gözümde Falım sakızdan çıkan mani değerinde J
Mavi yaka mı? Yoksa
beyaz yaka mı? Seçmek zordur?
Adayın
olmadığı veya az olduğu tüm pozisyonlar zordur.
Adayın özgeçmişinde
neler olmamalı?
Yine
kurum kültürüne göre değişebilecek bir ayrıntı. Hobiler çoğu kurum için
önemsizken, esasında konfor alanı dışında bir ortam yaratması nedeniyle bence
adayı doğru tanımak için çok güzel bir alan.
Kalbinizle yaptığınız her şey, size geri dönecektir.
Mevlana
Kişisel veriler, ilgili kişinin açık rızası olmaksızın aktarılamaz.
Teşekkürler.
Selçuk GÜL
Yorumlar
Yorum Gönder