Ana içeriğe atla

ÇALIŞANLARIN MEMNUNİYETSİZLİĞİ


anket ile ilgili görsel sonucu
Bu ay yaşadığım kısa süreli bir deneyimi sizler ile paylaşmak istedim. Ve başlık olarak ‘çalışanların memnuniyetsizliği’ adını tercih ettim. Doğru başlık olup olmadığını tam kestiremesem de, gözlemlediklerimi burada paylaşmak istiyorum. Kısa süre içerisinde anketörlük yaptım. Bildiğiniz, yollar da gördüğünüz o anketörlerden biriside bendim. İkili ilişkilerimi geliştirmek, para kazanmak ve boş zamanımı değerlendirmek beni mutlu edeceğini düşündüm. Ben onlara nazaran biraz daha şanslı idim. Çünkü; Kurumsal olan kurumlarda yer alan mavi yakalılara, çalışan memnuniyeti tarzında anket soruları yönelttim. Benim için çok keyifli ve zor bir süreç idi. Nasıl, neresi zor altı üstü A4 boyutunda bir kâğıt doldurmak gibi görünse de insanları ikna etmek, onları çay ve yemek saatleri gibi zaman dilimlerinde vakitlerini almak şahsen zordu. Sürekli aynı şeyleri farklı insanlara sormak bambaşka bir zorluk idi. Benim için bulunmaz hint kumaşı falandı.😊 Anket dışında insanlar ile sohbet etmek, onları dinlemek beni mutlu etti. Bu işe girişmeden yollarda beni durdurmaya çalışan anketörlere hiç durmazdım. Bundan sonra durmaya çalışacağım. Onları çok iyi anladım. Ciddi anlamda her işin bir zorluğu olduğunu bir kez daha tattım. Gelgelelim atmış olduğum başlıkta tam olarak neyi kastettiğim. Çalışan gruba beli başlı sorular yöneltildi. Biraz sendikal birazda kurum gelişimi hakkında idi. Genel olarak sorduğum sorularda çalışanlar kurumlardan memnun olmadıklarını dile getirdiler. Hani şu dünya sıralamasında mutlu insan listesinde neden Türkiye’nin yer almamasını kendim gördüm. Yaptığım anket dünya çapında yapılan bir iş değildi ama benim gördüğüm kurumlarda insanların çoğu mutlu değil. Veya sorduğum sorulara rastgele cevap verenler dahi çoğunlukta diyebilirim. İnsanlar önemsemiyor. Biz doldursak değişen bir şeyler mi olacak diyenler bile var. Hem memnun değiller hemde anket doldurmaktan yakınıyorlar. Belki onları anlamak için onların yerinde olmam gerekir ama bizler bir değişim istiyorsak ve bu değişim için çalışmalar yapılıyorsa, bizlerde elimizin altına taşı koymamızın gerekli olduğunu savunanlardanım. Anket de yer alan bir soru şöyle; hayat standartlarınızdan memnun musunuz? 0 ile 10 arasında puan verirseniz kaç verirdiniz. Birçok insan 0 dahi verdi. Geneli ise 0 ile 5 arasında verdiler. Sorular bu ve buna benzer idi. Şahsen çok aşırı kurumsal olan bir kurumda bir soru sordum. Çalışmakta olduğunuz kurumdan ne kadar memnunsunuz?  0 ile 10 arasında puanlama yapın dediğimde, 5 puanın üzerini geçen çok az kişi vardı. Orada çok şaşırdım. Diğer kurumlara nazaran daha fazla ücret, sosyal haklar ve daha iyi imkânlar mevcut. Evet, ciddi anlamda çok şaşırdım ama kurumlarda yer alan kişilerin iyi imkânlar dışında yüzleri gülmesi için çalışmalar yapılaması gerekli. Ben bu işin profesyoneli değilim ama profesyonel olmak için çalışıyorum. Şu an bir tavsiye belki veremem ama insanlar daha iyi imkânlar dışında farklı şeyler talep ediyorlar.  Bir grup çok fazla iş yaptığı için yemeğe çıkartılmış ve anket yaparken diğer grup bana bundan bahsetti. Onlarda başka bir zaman çok iş yaptıklarında daha küçük bir ödüllendirme yapılmış. Bunlar ve bunun gibi sorunlar biraz daha dikkatli, adil yapılırsa daha iyi olacaktır. Beyaz yakaya eğitim veren profesyoneller kesinlikle bu konulara da yer vermesi gerekiyor. Bir kurumda sevgi, saygı ve özveri ciddi anlamda olmalıdır. Benden bu kadar !✋



 ‘ İlgiyi uyandırmak ve şevki ateşlemek bir şeyi en kolay ve en iyi şekilde öğretmenin en kolay ve en emin yoludur.’(Tryon Edwards)

    Sevgiler,
  Selçuk GÜL
  


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne istediğini biliyor musun?

Ne istediğini biliyor musun? Selam güzel insan, Öncelikle değerli vaktini ayırdığın için kendi adıma teşekkür ediyorum. Uzun süredir vakit bulamadığım için yazı yazamadım bundan dolayı da blog sayfama tekrardan merhaba demek istedim. Yani sonunda diye bildim. Ne istediğini bilmek… Sana belki atmış olduğum başlık enteresan gelmiş olabilir ama kararımı bu başlıktan yana kullanmak istedim. Yapmış olduğum mülakatlarımdan yola çıktığımda mavi-beyaz yaka fark etmezsiniz genel anlamda insanlar nereye gittiğini önemsemiyorlar. Özellikle de yeni mezun olan üniversite mezunu adaylar bunu sıklıkla yaptığını fark ettim. Görüşme esnasında özellikle Junior pozisyonlarda aradığım beklentim veya beklentimiz HEYECAN, IŞILTI, İSTEKLİLİK ama maalesef görüştüğüm genç mezun adaylarımda bunları yakalayamıyorum. Tabii ki de herkes heyecanlı, istekli olmayabilir ama bir şeyi karşı taraftan almamız gerektiğini düşünüyorsak, bir şeyler vermemiz gerekmektedir. Genellikle, öğrenci veya yeni mezun olan k

17. İNSAN YÖNETİMİ ZİRVESİNDEN ANEKTODLAR

Kültür’ün Sesini Dinle! Bu yıl Peryön Güney Marmara (Bursa) bölgesinin düzenlemiş olduğu , 17 .insan yönetimi zirvesinde yer aldım. Zirvenin mottosu : ‘‘kültür’ün sesini dinle’’ idi. Hem akademik hemde genel çerçevede birden fazla kültür kavramı konuşuldu. Benim keyif alarak dinlediğim bir organizasyon idi. Sizlere de belirli bir boyutunu aktaracağım. Konuşmacılar; Konuşmacılar Kurum / Görev Konu Numan ÖZCAN BM *(ILO) Türkiye Ofisi Direktörü İşin Geleceği Ela KULUNYAR – Önder ŞENOL Doğuş Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü – Defacto Finanstan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hedef  Birliği: Mutlak Kuzey Neresi? Necdet TURHAN Türkiye’nin Görme Engelli İlk Dağcısı ve Milli Atleti İçinizdeki Zirveye Çıkın Doç.Dr.Kurtuluş KAYMAZ – Dr.Öğr.Üyesi Şenol BAŞTÜRK Uludağ Üniversitesi -Akademisyenleri Akademik Bakış:Teoriden Pratiğe Kültür Gamze GÜRER – Elif ARSLAN AZAK – Cenk GÜNAY

20’li Yaşlara

  Merhaba Sevgili Okuyucum, Nasılsın? sorusunu sormadan başlamak istemedim. Umarım, çokça iyisindir. Bugünlerde bir kitap okuyor idim, sonunda bitirebildim. 😉  Tabii ki çok severek okuduğum kitaplardan biriydi. Aslında kitaptan daha çok bir kılavuz olarak adlandırmak çok daha iyi olabilir. Kitabın adı: #20’liyaşlardaişhayatı Okurken, hep aklım şu an ki profesyonel hayatımı irdeleyerek geçtiğini söyleyebilirim. Yani ister istemez kitap insanı irdeletmeye doğru evrilleştiriyor. Hani derler ya; tadı damağımda kaldı. İşte sanırım benim öyle olduğunu söyleyebilirim. İş hayatının; olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle aktarıyor yazar. Özellikle, yeni mezun olmuş kişilere inanılmaz tavsiyeler aktardığını da söyleyebilirim, bu yüzden bir roman, hikâye falan değil ama iş hayatını anlamak, anlamlandırabilmek için okumanızı tavsiye ederim.   Kitap totalde 9 bölümden oluşmaktadır. Başlıklarını manidar bulduğumu da söyleyebilirim. İnsanın derdi ; gelişimse aslında bunu kovalamakta kendi elind