Ana içeriğe atla

BENMERKEZCİ DEĞİL BİZ-MERKEZCİ ?



Hayat bazen olması gerektiği gibi olmuyor. Bazen istemediğimiz şeylerin hayatımıza birden bire naklediliyor. Bazen bunu kendimiz, komşumuz, arkadaşımız, en yakınındakilerden biri veya covid-19 yapabiliyor. Biz bu süreci ya kabul ediyoruz ya da direnmeye çalışıyoruz ama sonunda kabulleniyoruz. ‘Direnmek’ kelimesi bize biraz zaman tanıdığını düşünmekteyiz, ilk kabullenen ile son kabullenen arasında aslında pekte bir şey yok sanırım, galiba. Belki de ilk kabullenme süreci son kabullenene göre daha iyi olabilir çünkü süreci daha çabuk kabullenme, diğerlerine göre işin temellerini daha iyi pekiştirmek, son kabullenene göre daha hızlı olabilir.

Şu an ‘yeni normal’ olarak tanımladığımız yenidünyaya merhaba demek için yeni adımlar, basamaklar atılmaya başlandı veya başlangıç aşamasında yerini aldı. Büyük işletmelere nazaran orta ve küçük işletmelerin bu süreçte biraz daha zorlu yollar gözükebilir ama artık ‘benmerkezci değil biz-merkezci olmanın zamanı’ gelip geçiyor. Kurumların artık kültür anlayışlarını güncellemeleri gerekli ve bu kültürü kurumdaki güvenlik çalışanından, müdürüne kadar bir bütün şekilde olması gerekir ama mutlaka herkesi bu kültüre dahil etmek gerekli çünkü yeni normalden önce örnek vermem gerekirse; İş sağlığı ve güvenliği prosedürlerini bir denetleme öncesi çalışanlarına ezberletilmesi gibi mesela…




Bu bir kültür değil ki! Veya biz onu kendimizce kültür olarak algılıyoruz.

Neden denetleme öncesi?

Neden ezber? 

Neden son dakikalar?

Benim aklımda bin bir çeşit soru tipleri oluşmaktadır. 

Biz neden bir şeyi zorlaştırıyoruz ki! Daha kolayı, basiti varken. 

Hem ruhsal olarak kendimizi neden bu kadar zorluyoruz ki! Daha kolayı, basiti varken. 

Kültür, bir kişi yazıp, çizer ve bunu insanlara nakletmek değildir. 

Kültürün kültür olması için herkesin fikri, beyanı olursa o kültür daha sıcak benimsenir ve uygulanır.



#evdekal #covid19 #kültür #hr #benmerkezcideğil

Sağlıcakla,
Selçuk GÜL
selcukgul16@hotmail.com



 

 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne istediğini biliyor musun?

Ne istediğini biliyor musun? Selam güzel insan, Öncelikle değerli vaktini ayırdığın için kendi adıma teşekkür ediyorum. Uzun süredir vakit bulamadığım için yazı yazamadım bundan dolayı da blog sayfama tekrardan merhaba demek istedim. Yani sonunda diye bildim. Ne istediğini bilmek… Sana belki atmış olduğum başlık enteresan gelmiş olabilir ama kararımı bu başlıktan yana kullanmak istedim. Yapmış olduğum mülakatlarımdan yola çıktığımda mavi-beyaz yaka fark etmezsiniz genel anlamda insanlar nereye gittiğini önemsemiyorlar. Özellikle de yeni mezun olan üniversite mezunu adaylar bunu sıklıkla yaptığını fark ettim. Görüşme esnasında özellikle Junior pozisyonlarda aradığım beklentim veya beklentimiz HEYECAN, IŞILTI, İSTEKLİLİK ama maalesef görüştüğüm genç mezun adaylarımda bunları yakalayamıyorum. Tabii ki de herkes heyecanlı, istekli olmayabilir ama bir şeyi karşı taraftan almamız gerektiğini düşünüyorsak, bir şeyler vermemiz gerekmektedir. Genellikle, öğrenci veya yeni mezun olan k

17. İNSAN YÖNETİMİ ZİRVESİNDEN ANEKTODLAR

Kültür’ün Sesini Dinle! Bu yıl Peryön Güney Marmara (Bursa) bölgesinin düzenlemiş olduğu , 17 .insan yönetimi zirvesinde yer aldım. Zirvenin mottosu : ‘‘kültür’ün sesini dinle’’ idi. Hem akademik hemde genel çerçevede birden fazla kültür kavramı konuşuldu. Benim keyif alarak dinlediğim bir organizasyon idi. Sizlere de belirli bir boyutunu aktaracağım. Konuşmacılar; Konuşmacılar Kurum / Görev Konu Numan ÖZCAN BM *(ILO) Türkiye Ofisi Direktörü İşin Geleceği Ela KULUNYAR – Önder ŞENOL Doğuş Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü – Defacto Finanstan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hedef  Birliği: Mutlak Kuzey Neresi? Necdet TURHAN Türkiye’nin Görme Engelli İlk Dağcısı ve Milli Atleti İçinizdeki Zirveye Çıkın Doç.Dr.Kurtuluş KAYMAZ – Dr.Öğr.Üyesi Şenol BAŞTÜRK Uludağ Üniversitesi -Akademisyenleri Akademik Bakış:Teoriden Pratiğe Kültür Gamze GÜRER – Elif ARSLAN AZAK – Cenk GÜNAY

20’li Yaşlara

  Merhaba Sevgili Okuyucum, Nasılsın? sorusunu sormadan başlamak istemedim. Umarım, çokça iyisindir. Bugünlerde bir kitap okuyor idim, sonunda bitirebildim. 😉  Tabii ki çok severek okuduğum kitaplardan biriydi. Aslında kitaptan daha çok bir kılavuz olarak adlandırmak çok daha iyi olabilir. Kitabın adı: #20’liyaşlardaişhayatı Okurken, hep aklım şu an ki profesyonel hayatımı irdeleyerek geçtiğini söyleyebilirim. Yani ister istemez kitap insanı irdeletmeye doğru evrilleştiriyor. Hani derler ya; tadı damağımda kaldı. İşte sanırım benim öyle olduğunu söyleyebilirim. İş hayatının; olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle aktarıyor yazar. Özellikle, yeni mezun olmuş kişilere inanılmaz tavsiyeler aktardığını da söyleyebilirim, bu yüzden bir roman, hikâye falan değil ama iş hayatını anlamak, anlamlandırabilmek için okumanızı tavsiye ederim.   Kitap totalde 9 bölümden oluşmaktadır. Başlıklarını manidar bulduğumu da söyleyebilirim. İnsanın derdi ; gelişimse aslında bunu kovalamakta kendi elind