Ana içeriğe atla

MEZUNİYET...

 



Benim için mucizenin başladığı mükemmel bir deneyim olan üniversite dönemim şu anlık bitti. :( Birkaç kelam etmek istiyorum bu konuda ama zannederim ki birkaç kelime ile bitiremeyeceğim… :)


Şimdi…


Benim için ilk adım, basamak, zemin ve uçsuz bucaksız olan bir süreç idi. Gitmek, görmek, gözlemlemek, yeni insan tanımak, kendimi anlatmak ve insanları dinlemek, akademik ve özel iş yaşantısıyla ilgili güncel tutmak gibi amaçlarım vardı.

Başlamadan önce yapacaklarım listesini oluşturmuştum. Hepsini yapamasam da birçoğunu yaptım, yapıyorum ve yapacağım. Her geçen gün heybeme ne katabilirim diye düşünen biriyim…

Okula ilk adım attığım zaman bir oh çekmiştim. Televizyon ekranında sürekli gördüğüm amfiyi görmek, vize-final heyecanını yaşamak, kendi edindiğim misyon-vizyonu devreye sokabilmeyi hayal ederek ilk adımımı attım. Sevinç, huzur, tebessüm ve insani olarak karışık duygular içerisinde yer almıştım. : )

Kocaman 4 yıl boyunca belirli birikintiler elde ettim.



Bunlar;

İnsani değerleri,

İnsan hayatındaki iletişimin önemi

Gelişimimi,

Araştırmayı,

Okumanın zevkini vb.

En çokta ben oldum dememeyi, değmeyeceğimi öğrendim. İnsanın sürekli olarak kendini yenilediğini ve merakının peşinden koşmasına inandım, inanmaya devam ediyorum ve edeceğim.

Her sabah okula gitmek için zevkle uyandığımı ama bazı dersler hariç : )

Kendime bu süreç içerisinde belirli yollar yazdım, çizdim ve karaladım. Sürekli olarak kendimi sorgulayıp, yönlerimi bulmayı çabaladım. Evet, kimisi bundan bir şey olmaz dedi, kimi güldü, kimi arkamdan konuştu ama ben bir süreç içerisindeydim ve bu geminin kaptanı bendim, başkaları değil. Yola inanç mottosuyla çıktım ve çabaladım. Hiçbir şey armut piş ağzıma düş olmadı ve olmasını da istemedim. Düştüm, kalktım, kazandım ve yenildim ama bunların hepsi benim için birer deneyim olarak kaldı. Yani süreç sonunda ben kazandım yine de. : )

Ben hayatımda kimseyi rol model almadım ama sürekli biyografiler okumaya çalıştım ve dikkatimi çeken kişiler ile iletişimler kurmaya çalıştım. Evet, bir rol modelim yoktu ama bir kişi beni çok etkiliyordu. İş insanı komşumuz şahin amcaydı. Hayata olan inancı, duyarlılığı, düsturu, samimiliği, eşitliği benim hep dikkatimi çekmiştir. Belki de ondan kendime dair kazanımlar elde etmiş olabilirim.

Üniversite zamanlarıma baktığım zaman iyi veya kötü deneyimlerim oldu ama sonunda iyi ki dedim, diyorum. Bana kendi yolumu ve yordamı mı öğretti.

Sürekli olarak kendimi aktif tutmaya çalıştım. Eğitimlerle, kulüplerle, kurslarla, okulla, okuyarak, araştırarak ve öğrenerek. Öğrenmek için emekledim, koştum ve sarıldım. Bazen körelmeye başladım zaman hadi kalk demesini öğrendim. Benim önümde hızlı giden bir vagon var ve beklemesi için bir salisesi dahi yoktu.

Beni destekleyen, odasına gittiğimde beni zevkle dinleyen ve fikir sunan, derslerini zevkle dinlediğim tüm hocalarıma müteşekkir ederim ve iş hayatındaki insanlara kocaman sevgi ve selamlarımla…

Evet, bitti…

Şimdilik rotam askerlik sürecimi tamamlamak ve sonrası için yarım kalan yoluma kaldığım yerden devam etmek.


''Geldik gidiyoruz bütün mesele a'nı seyretmekte'' 

Kemal SAYAR

Saygılarımla,
Selçuk GÜL


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne istediğini biliyor musun?

Ne istediğini biliyor musun? Selam güzel insan, Öncelikle değerli vaktini ayırdığın için kendi adıma teşekkür ediyorum. Uzun süredir vakit bulamadığım için yazı yazamadım bundan dolayı da blog sayfama tekrardan merhaba demek istedim. Yani sonunda diye bildim. Ne istediğini bilmek… Sana belki atmış olduğum başlık enteresan gelmiş olabilir ama kararımı bu başlıktan yana kullanmak istedim. Yapmış olduğum mülakatlarımdan yola çıktığımda mavi-beyaz yaka fark etmezsiniz genel anlamda insanlar nereye gittiğini önemsemiyorlar. Özellikle de yeni mezun olan üniversite mezunu adaylar bunu sıklıkla yaptığını fark ettim. Görüşme esnasında özellikle Junior pozisyonlarda aradığım beklentim veya beklentimiz HEYECAN, IŞILTI, İSTEKLİLİK ama maalesef görüştüğüm genç mezun adaylarımda bunları yakalayamıyorum. Tabii ki de herkes heyecanlı, istekli olmayabilir ama bir şeyi karşı taraftan almamız gerektiğini düşünüyorsak, bir şeyler vermemiz gerekmektedir. Genellikle, öğrenci veya yeni mezun olan k

17. İNSAN YÖNETİMİ ZİRVESİNDEN ANEKTODLAR

Kültür’ün Sesini Dinle! Bu yıl Peryön Güney Marmara (Bursa) bölgesinin düzenlemiş olduğu , 17 .insan yönetimi zirvesinde yer aldım. Zirvenin mottosu : ‘‘kültür’ün sesini dinle’’ idi. Hem akademik hemde genel çerçevede birden fazla kültür kavramı konuşuldu. Benim keyif alarak dinlediğim bir organizasyon idi. Sizlere de belirli bir boyutunu aktaracağım. Konuşmacılar; Konuşmacılar Kurum / Görev Konu Numan ÖZCAN BM *(ILO) Türkiye Ofisi Direktörü İşin Geleceği Ela KULUNYAR – Önder ŞENOL Doğuş Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü – Defacto Finanstan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hedef  Birliği: Mutlak Kuzey Neresi? Necdet TURHAN Türkiye’nin Görme Engelli İlk Dağcısı ve Milli Atleti İçinizdeki Zirveye Çıkın Doç.Dr.Kurtuluş KAYMAZ – Dr.Öğr.Üyesi Şenol BAŞTÜRK Uludağ Üniversitesi -Akademisyenleri Akademik Bakış:Teoriden Pratiğe Kültür Gamze GÜRER – Elif ARSLAN AZAK – Cenk GÜNAY

20’li Yaşlara

  Merhaba Sevgili Okuyucum, Nasılsın? sorusunu sormadan başlamak istemedim. Umarım, çokça iyisindir. Bugünlerde bir kitap okuyor idim, sonunda bitirebildim. 😉  Tabii ki çok severek okuduğum kitaplardan biriydi. Aslında kitaptan daha çok bir kılavuz olarak adlandırmak çok daha iyi olabilir. Kitabın adı: #20’liyaşlardaişhayatı Okurken, hep aklım şu an ki profesyonel hayatımı irdeleyerek geçtiğini söyleyebilirim. Yani ister istemez kitap insanı irdeletmeye doğru evrilleştiriyor. Hani derler ya; tadı damağımda kaldı. İşte sanırım benim öyle olduğunu söyleyebilirim. İş hayatının; olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle aktarıyor yazar. Özellikle, yeni mezun olmuş kişilere inanılmaz tavsiyeler aktardığını da söyleyebilirim, bu yüzden bir roman, hikâye falan değil ama iş hayatını anlamak, anlamlandırabilmek için okumanızı tavsiye ederim.   Kitap totalde 9 bölümden oluşmaktadır. Başlıklarını manidar bulduğumu da söyleyebilirim. İnsanın derdi ; gelişimse aslında bunu kovalamakta kendi elind