Öncelikle yazıya tıklayıp, okumaya başladığınız için teşekkür ederim. Sanırım uzun zamandır yazmıyorum ve neden yazmadığımdan dolayı sürekli mesajlar almaya başladım. Bu beni mutlu etti ve biraz duraksamaya uğrayan yazılarıma tekrar dönmeye başlamak için minik bir yazıyla tekrardan sahalara döndüğümü söyleyebilirim.
İnsan
kaynaklarına ilgi duymaya başladığım günden bu yana sürekli kafamda ''ne için varız'' sorusunu sürekli kendimde irdelemeye başladım. Mesleğin
içerisine girdiğim günden beri işletmelerin en çok insan kaynakları departmanına bu soru ile irdelenmeli ve
gerekirse deşilmeli ki departman tam olarak neye, kime? hizmet ediyor tam
anlamıyla bütünsel olarak anlaşılması kolaylaşsın ve adım adım süreçlere
hakimiyetler sağlansın. Eğer kurum kültüründe özellikle de insan kaynakları
tarafı kendini değerli hissederse bu değerlilik kurumun tümüne adapte olur.
Hatta ucu bucağı olmayan güzel çalışmalar, etkileşimler kurumda yer alır. İnsan
kaynakları için genel bir tanımlama yapmam gerekirse, işçi ile işveren
arasındaki köprü hem de çok sıkı sıkıya bağlı bir köprü olduğunu söyleyebilirim
ama bu köprünün yapımında ürünler eksik kullanırsa köprü tamamen kamburlaşmaya başlar. Süreçlerin daha etkin, verimli ve çalışan
bağlılığının güçlü olması için muhakkak tepe yöneticilerin vizyonu gelişmiş ve bunun yanında kaynak kullanımın doğru yönetildiği
bir çalışma ile temiz, şeffaf ve ahlaklı bir kurum kültürü oluşmaya adım atar bu
adımlar zamanla gelişir, büyür ve yaşamaya devam eder. Yöneticiler enkaz
altında kalan bir işletmeyi belirli bir süre daha götürür ama sonunda duvara
toslamalar başlar bunun için vizyon+kaynak iyi bir şekilde entegre olursa, güçlü ve
mutlu bir çalışanları olan kurumlar meydana gelir.
'' Gelişim için Değişim, Değişim için Gelişim''
Sevgiler,
Yorumlar
Yorum Gönder