Ana içeriğe atla

20’li Yaşlara

 


Merhaba Sevgili Okuyucum,

Nasılsın? sorusunu sormadan başlamak istemedim. Umarım, çokça iyisindir.

Bugünlerde bir kitap okuyor idim, sonunda bitirebildim. 😉 Tabii ki çok severek okuduğum kitaplardan biriydi. Aslında kitaptan daha çok bir kılavuz olarak adlandırmak çok daha iyi olabilir.

Kitabın adı: #20’liyaşlardaişhayatı

Okurken, hep aklım şu an ki profesyonel hayatımı irdeleyerek geçtiğini söyleyebilirim. Yani ister istemez kitap insanı irdeletmeye doğru evrilleştiriyor. Hani derler ya; tadı damağımda kaldı. İşte sanırım benim öyle olduğunu söyleyebilirim. İş hayatının; olumlu ve olumsuz tüm yönleriyle aktarıyor yazar. Özellikle, yeni mezun olmuş kişilere inanılmaz tavsiyeler aktardığını da söyleyebilirim, bu yüzden bir roman, hikâye falan değil ama iş hayatını anlamak, anlamlandırabilmek için okumanızı tavsiye ederim.  Kitap totalde 9 bölümden oluşmaktadır. Başlıklarını manidar bulduğumu da söyleyebilirim.

İnsanın derdi; gelişimse aslında bunu kovalamakta kendi elinde olduğuna inanlardanım. Yazarın en çok beğendiğim cümlelerinde birisini paylaşmak isterim. ‘Benim gördüğüm kadarıyla iş hayatında karşınıza çıkıp da aşamayacağınız tek engel olabilir; o da kendiniz.’ Yani dert derinse dermanı da sensin başkası değildir. Kavramlar değişti, hayatın değişmeyen bir tarafı kalmadığını söyleyebilirim. Özelikle; insan, teknoloji ve dünya.  Değişimin olmadığı yer kalmadığını hep birlikte gözlemliyoruz. İnsanında bu ritüellere ayak uydurması imkânsız değil, artık koşmamız gerektiğini düşünüyorum, eskiden emeklemek vardı ama o geçeli çok olduğunu ifade edebilirim. Üretmek, gelişmek ve en önemlisi de karşı tarafa fayda verebilmek.

Bir şey yapabilmekte tabii ki ‘tutku’ dediğimiz kelimeden geçmektedir. Tutkumuz var olduğu sürece bizler onu topak haline getirene kadar tırmalamamız gerekiyor, derdimiz büyük çünkü. Bu derdi gidere bilmekte bizlerden geçiyor…

 

Derdi dert olana dermanı bulabilmesini diliyorum…

 

Sevgiler,

Selçuk GÜL

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Ne istediğini biliyor musun?

Ne istediğini biliyor musun? Selam güzel insan, Öncelikle değerli vaktini ayırdığın için kendi adıma teşekkür ediyorum. Uzun süredir vakit bulamadığım için yazı yazamadım bundan dolayı da blog sayfama tekrardan merhaba demek istedim. Yani sonunda diye bildim. Ne istediğini bilmek… Sana belki atmış olduğum başlık enteresan gelmiş olabilir ama kararımı bu başlıktan yana kullanmak istedim. Yapmış olduğum mülakatlarımdan yola çıktığımda mavi-beyaz yaka fark etmezsiniz genel anlamda insanlar nereye gittiğini önemsemiyorlar. Özellikle de yeni mezun olan üniversite mezunu adaylar bunu sıklıkla yaptığını fark ettim. Görüşme esnasında özellikle Junior pozisyonlarda aradığım beklentim veya beklentimiz HEYECAN, IŞILTI, İSTEKLİLİK ama maalesef görüştüğüm genç mezun adaylarımda bunları yakalayamıyorum. Tabii ki de herkes heyecanlı, istekli olmayabilir ama bir şeyi karşı taraftan almamız gerektiğini düşünüyorsak, bir şeyler vermemiz gerekmektedir. Genellikle, öğrenci veya yeni mezun olan k

17. İNSAN YÖNETİMİ ZİRVESİNDEN ANEKTODLAR

Kültür’ün Sesini Dinle! Bu yıl Peryön Güney Marmara (Bursa) bölgesinin düzenlemiş olduğu , 17 .insan yönetimi zirvesinde yer aldım. Zirvenin mottosu : ‘‘kültür’ün sesini dinle’’ idi. Hem akademik hemde genel çerçevede birden fazla kültür kavramı konuşuldu. Benim keyif alarak dinlediğim bir organizasyon idi. Sizlere de belirli bir boyutunu aktaracağım. Konuşmacılar; Konuşmacılar Kurum / Görev Konu Numan ÖZCAN BM *(ILO) Türkiye Ofisi Direktörü İşin Geleceği Ela KULUNYAR – Önder ŞENOL Doğuş Otomotiv İnsan Kaynakları Müdürü – Defacto Finanstan Sorumlu Başkan Yardımcısı Hedef  Birliği: Mutlak Kuzey Neresi? Necdet TURHAN Türkiye’nin Görme Engelli İlk Dağcısı ve Milli Atleti İçinizdeki Zirveye Çıkın Doç.Dr.Kurtuluş KAYMAZ – Dr.Öğr.Üyesi Şenol BAŞTÜRK Uludağ Üniversitesi -Akademisyenleri Akademik Bakış:Teoriden Pratiğe Kültür Gamze GÜRER – Elif ARSLAN AZAK – Cenk GÜNAY